Şeyh Nazım Kıbrısi, internette yayınanan sohbetinde Risale-i Nur, Said Nursi ve Fethullah Gülen hakkında çok tartışılacak açıklamalarda bulundu.
Nazım Kıbrısi olarak bilinen Nakşibendi şeyhi, islami kesimde kutuplaşmanın habercisi olacak bir açıklamada bulundu. Nazım Kıbrısi internet sitesinden yayınladığı sohbetinde, "Risale-i Nur okuma zamanı geçti. Bunların kimseye faydası yok" dedi.
'RİSALELER MİLLETİ UYUTUYOR'
Kıbrisi, 8 Kasım 2007 tarihli konuşmasında, "Risale-i Nur okumanın zamanı geçti. istanbul seo uzmanı Risale-i Nur'un kimseye faydası yok. Yukardan şiddetli bir talimat geldi bana. Risaleler, bir miktar gençlerimize bir miktar fayda etti, ama ondan öteye geçemedi. Okudukları onlara ne fayda veriyor. Hiçbir faydası yok. Bulduklarından ne fayda umuyorlar. Meclis'te oturup Risale okuyup uyuklama ne fayda verir." sözleriyle yeni bir tartışma başlattı.
Said-i Nursi'ye yönelik sert eleştirilerin yer aldığı söyleşide Kıbrısi, risalelerde laiklik ile ilgili hiçbir şey yazılmamasını eleştirerek, "İçinde bulunduğumuz hal, iyi midir değil midir? Bunu bilecek, dinleyecek çok kimse var şimdi. Hadisi Şerif okumaktan da fayda yok onlara. Bu vartaya nasıl düştük. Bu millet aldatıldı mı, aldatılmadı mı? Kütüphanende isterse bin tane Risale-i Nur olsun. Bir faydası yok. Onları al Said-i Nursi'nin mezarının başına götür "Sen oku" de. Laiklik bir vartadır. Risase'de laiklik geçmiyorsa bundan ne anladık. Risaleler milleti uyutuyor. Risaleleri müzeye koymalı.
Said Nursi'nin yazdığı kitapları 5 defa yazdım. O Amerika'daki Fettullah Gülen'den de bize bir şey gelmiyor. Bu gençliğe ondan bir şey yok." diye konuşuyor.
ŞEYH NAZIM KIBRISİ KİMDİR?
Kıbrıs’ın Larnaka şehrinde 25 Nisan 1922 (1 Ramazan 1340) Cuma günü doğan Nakşibendi şeyhi.
Anne tarafından Mevlevi tarikatı kurucusu Mevlana Celaleddin Rumi'den, baba tarafıdan Kadiri tarikatı kurucusu Abdulkadir Geylani'den gelir. Hem Şerif yani Hasani, hem de Seyyid yani Hüsseyinidir. 1940`larda İstanbul'da Kimya Fakültesini okudu. Oradan Şam'a gidip orada Nakşibendi tarikatın şeyhi olan Abdullah Dağıstani ile tanıştı. 1941'de Hacı Emine Hanım ile evlendi ve 4 çoçuk sahibi oldular. Abdullah Dağıstani'nin manevi terbiyesine girdi. Onun emri ile tasavufu insanlara öğretmeye başladı. 1972'de Şeyh'inin ölümü ile onun yerine geçti. Bütün Dünya'da, özelikle Avrupa ve Amerika'da İslamiyet ve Nakşibendiliği yaymak ile uğraşmaktadır.
Kategori : GÜNCEL