"Eşkıya" filmi ile sinemaya farklı bir soluk getiren ve uzun yıllardır hafızalardan silinmecek bir oyunculuğa imza atan Şener Şen, bu kez "Kabadayı" için silah kuşandı. 14 Aralık"ta gösterime girecek filmde Ali Osman adında eski bir kabadayıyı oynayan Şen"e filmde, yeni jenerasyonun sevilen yüzlerinden Kenan İmirzalıoğlu eşlik ediyor. Perşembe günü özel bir gösterimde izlediğimiz Ömer Vargı imzalı "Kabadayı", konusu itibarıyla eski Türk filmlerini çağrıştırsa da, bildik klişelerden çok uzakta. Eski Türk filmlerine benzeyen tek yanı, önce tövbe edip silahı bırakan kabadayının, sevdikleri uğruna yeminini bozması hiç kuşkusuz.
Şener Şen, yine rolünün hakkını vermiş. Kabadayılık ona yakışıyor. Bu filmde asıl sürpriz olan, Kenan İmirzalıoğlu"nun rolü. Bugüne kadar birçok dizi ve filmde mert, cesur ve iyi yürekli fosforlu kalem bir kahramanı canlandıran İmirzalıoğlu, bu kez kötü adam rolünde. Buna İmirzalıoğlu hayranları ne der bilinmez; ama şu da bir gerçek ki, bu rolün de hakkını vermiş.
Filmin hikâyesine gelince... Ali Osman, yoksulun yanında, yetimlere para dağıtan, onları doyuran bir yardımsever. Mahallenin abisi... Yanına sığınanları ölümü pahasına koruduğu yetmezmiş gibi, bir dediklerini iki etmeyen bir yiğit. Ölümden korkmadığı gibi kurşunların üstüne yürüyecek kadar da cesur. Çünkü o bir racon adamı ve namlı bir kabadayı. Arkadaşları fabrika işletirken o, futbola olan sevgisi sebebiyle halı saha işinde karar kılmış. Eski bir milli futbolcu olan yardımcısı Cemil ile yıllardır bu işi yürütmekte. Eski cezaevi arkadaşları Haco, Beyto, Turhan, Hasan, Talat ve Battal ile halı sahada maç yapmak ve akşamları meyhanede geçmiş günleri yâd etmek en büyük eğlencesi onun. Evini ve kendisini çekip çeviren Atiye Hanım dışında kimsesi de yok. Karısı ve oğlu yıllar önce ölmüş. Tek sorun Ali Osman"ın hastalığı nedeniyle zaman zaman yaşadığı unutma nöbetleri. Hiç beklenmedik bir telefon üzerine soluğu hastanede alınca geriye dönüşü olmayan yolculuk da başlamış olur. Ölmek üzere olan eski sevgilisidir ve bir oğullarının olduğunu söyler Ali Osman"a. Şaşkındır ve onu bulmak Sürmeli"ye (Rasim Öztekin) düşecektir. Oğlu Murat"ın sevdiği bir kız, kızı seven bir başka belalı; Devran (Kenan İmirzalıoğlu)... Artık içinden çıkılmaz yolculuk başlamıştır...
Devran, boş değildir. Karanlık işler yaparken çok sevdiği Karaca için ortalığı yakıp yıkacak kadar da delidir. Psikopattır hatta.. Yetimhane çocuğu... Devlet, MİT, polis üçgeninde kullanılan bir katil. Tek istediği ise Karaca... Yapmayacağı yoktur bu uğurda. Oğlunu korumak için yeminini bozan Ali Osman ve belaya küçük yaşta atılan gözü kara Devran... Yollar kesişmiştir ve her yol ölüme çıkacaktır. "Kabadayı" bir yönüyle eski kabadayılarla yenilerini karşı karşıya getiren bir film aslında. İçinde uyuşturucu, kadın, çatışma ne ararsanız var. Tabii ki hem filmin başında hem de sonunda söylenen mesajlar. Eceliyle ölmeye karar verenlerin, kurşunla ölenleri andığı "Kabadayı"da polisin acizliğini de görüyoruz yer yer. Tabii ki finalde Ali Osman ile Devran"ın karşı karşıya geldiği bölüm filmin çözüldüğü an. Arkadaşlık, dostluk ve sevgi gibi kavramlar geride kalıyor namlu şakağınızdayken. Boşa dememişler. "Kabadayılar yalnız yaşar ve yalnız ölür." diye. Ne için?.. Bu da filmin içinde gizli. İsmail Hacıoğlu (Murat), Aslı Tandoğan (Karaca) ve Rasim Öztekin (Sürmeli) gibi oyuncuların rol aldığı filmde Şener Şen ve Kenan İmirzalıoğlu"nun performansı görülmeye değer.
Haber: Yusuf Bülbül
Kaynak: Zaman
Kategori : MAGAZİN