Türkiye, dün akşam Ali Sami Yen Stadı'nda Bosna-Hersek'i Nihat'ın golüyle 1-0 yenerek Euro 2008 vizesini aldı. Tüm yurtta zor da olsa kazanılan bu başarının sevinci sürerken spor yazarları, (A) Milli Takım'ın Avrupa Şampiyonası'nda başarılı olabilmesi için köklü bir değişikliğe gitmesinin şart olduğu düşüncesini paylaştı...
KAZIM KANAT: KAHVECİ VE REÇBER (SABAH)
Maçın sorusu şu: Bosna Hersek ne yapmak istedi? Bu maçı kazanıp üst torbaya çıkmak istedikleri söylenecek. Ama Bosna Hersek maç için değil turistik seyahat için gelmiş. Şimdi soru şu: Böyle bir takım karşısında Türkiye neden panik futbolu oynar?
1- Bu futbolla Avrupa Şampiyonası'na gidersek bir maç kazanamadan geri döneriz. Zor maçlarda iyi oynuyoruz, kabul ama asıl sorun kolay maçlarda iyi oynamak.
2- Fatih Terim maç içinde oyuna müdahale etmeyen teknik direktör oldu. Bu çok önemli bir nokta...
3- Norveç'i yenerken savunmadan hücuma kontrollü çıktık, topu yere indirip ayağa oynadık. Bu taktiğin aynısını Bosna Hersek maçında da yapmak istedik. Yanlış olan şuydu: Bosna Hersek asla Norveç gibi oynamadı. Bu yüzden hücumda çoğalamadık, çoğalır gibi gözüksek bile pozisyon yaratamadık...
4- Maçın karakterini orta saha belirledi. Belözoğlu çok kötü oynadı...
5- Maçın oyuncusu Nihat Kahveci oldu. Gol atmak için sorumluluk ve risk aldı. Türkiye'yi Avrupa Şampiyonası'na götüren golü attı. İki pozisyon kaçırdı ama gol atma girişiminde ısrar etti...
AHMET ÇAKAR: EŞEĞİMİZİ BULDUK! (SABAH)
Son 20 dakika yine acı çektik ama sonunda değdi doğrusu. Aslında şu oyuncu şöyle oynadı, bu oyuncu böyle oynadı denecek zaman değil. Son 90 dakikayı da teknik ve taktik açısından eleştirmek son derece gereksiz. Zaten böylesine maçlarda da bir takımın iy amazon ads i oynamasını beklemek hayalcilik olur. Artık bundan sonrasını planlamalıyız. Terim'le mi, Terim'siz mi karar kendinin. Önümüzde yaklaşık 8 ay var. Çok şey yapabiliriz, sıfır çekip erken de dönebiliriz. Ama 8 ayda özellikle kadro planlaması, kamp yapılacak yerler, çok önemli...
GÜRCAN BİLGİÇ: NİHAYET FİNALDEYİZ (SABAH)
Artık yeni bir döneme giriyoruz. Çok üzüldük, kızdık, uğraştık ve NİHAyeT, yine büyük bir turnuvanın, en gözde ekibi olma işini üstümüze aldık.
Eleme gruplarının en kolayından böylesine finaller yaparak çıkma başarısını da zaten bizden başkası gösteremezdi. 2008'de sahaya çıkmaya hazırlandığımızda da ne yapacağımız belli olmayacak. Rakiplerimiz korkalım mı, sevinelim mi diye endişe edecekler.
LEVENT TÜZEMEN: ŞİMDİ SEVGİ ZAMANI (SABAH)
6 Eylül 2006'da Malta'yı yenip bir güneş gibi doğduk. Macaristan, Moldova ve Yunanistan'ı art arda dize getirip güneşimizi parlattık. 4 maçta aldığımız 12 puan sonrası "Euro 2008'e gittik" havasına girdik. 22'lik Norveç maçı uyarıydı, ciddiye almadık. "Nasıl olsa yeneriz" diye çıktığımız Bosna deplasmanında kaybettik; güneşimizi bulutların arkasına soktuk. Malta ve Moldova rövanşlarında kaybettiğimiz puanlarla acılara büründük. Evimizde Yunanistan'a yenilip derin yaralar aldık ve güneşimizi batırdık. Kendi hatalarımızdan uçurumun eşiğine geldik. Norveç'in soğuğunda ölüm kalım düellosunu kazanıp bitkisel hayattan çıktık. Din kardeşimiz Bosna'yı yenip 2008'e gittik. Hedefe ulaştık ama çok acı çektik, Türk insanına da çok acılar çektirdik.
SELÇUK YULA: GÜVENLİ YARINLARA (FOTOMAÇ)
Kolay geçmesini beklediğim bir maçtı ama çok zorlandık. Yalnız bunu da normal karşılamamız gerekir. Futbocularımızın işi çok zordu. Bu baskıyı kaldırmak her babayiğidin harcı olmuyor. Çünkü öyle kötü puanlar kaybettik ki sahadaki futbolcular "Ya bir daha tekrarlanırsa" endişesiyle rahat olamadılar. İçlerini bir şeyler kemirdi durdu. Son dakikalarda kalemize yaslanmamızın en büyük nedeni buydu. Hatta ikinci golü de atamamızın en büyük nedeni buydu.
TANJU ÇOLAK: GÖNLÜMÜZE GÖRE (FOTOMAÇ)
Şartlar öylesine uygundu ki bize sadece kesilmiş bileti almak kaldı Futbolcu kardeşlerimi alınlarından öpüyor, teknik heyeti kutluyorum...
Amaç Avrupa Şampiyonası'na katılmak olan 1. etap iyi kötü başarılmış olmakla birlikte artık finallerde başarılı olmak hedeflenmeli. Avrupa Şampiyonası'nda başarılı olacak bir altyapının bugünden itibaren kurulması için hazırlıklara başlanılmalı.
HAKKI YALÇIN: İFTİHAR TABLOSU (TAKVİM)
Berbat maçları Norveç maçıyla "feshedenler", dün gece Bosna karşısında yürekleri "fethetti." Pusulası sadece kazanmayı gösteren "takım yıldızı" geceyi aydınlattı. Beklenen futbolunu stresine yem etmesine rağmen...
... Futbol yoklamasında kaçak olmamıza rağmen, Avrupa yolculuğunda biletini alan futbolcularımızın, dün gece Ali Sami Yen'de iftihar tablosu vardı... Hepsi kocaman bir alkışı hak etti.
ERMAN TOROĞLU: İŞTE BİZ BUYUZ (HÜRRİYET)
... Ali Sami Yen Stadı'nda basın tribünündeyim. Maçı izlerken işkence mi çekiyorum, maç mı izliyorum belli değil. Bu stat bu kadar, ama elinde imkan varken Futbol Federasyonu bu stadı tercih ediyor. Dün gece ne stattan bir şey anladım, ne de futboldan. Bir tek netice güzeldi.
Bir kısım futbol adamı, "Hatice'yi boşver, sen neticeye bak" derler. Biz de dün gece Hatice'ye hiç bakmadık, bakamadık. Belki de kabiliyetimiz yetmedi. Belki de futbolcularımızı bize fazla pompaladılar...
MUSTAFA DENİZLİ: PLAY-OFF OYNAMADAN!.. (MİLLİYET)
Yazalım da, ne yazalım. Hepsini birden mi yazalım, sadece sonunu mu? Maçı anlatan spiker yırtınıyor, "Stres var, stres.." diyor. Peki Norveç maçının stresi daha mı azdı? Finallerde oynayacağımız maçların stresi bundan az mı olacak? Kadromuza bakar mısınız... Bir kısmı Avrupa'da oynuyor, diğerleri Türkiye'de şampiyonluk ve Şampiyonlar Ligi'nde başarı için mücadele ediyor. Yani bu stresi rahatlıkla aşması gereken oyunculara sahibiz...
RIDVAN DİLMEN: TEŞEKKÜRLER (MİLLİYET)
Böyle maçları oynamak bir futbolcu için o kadar zordur ki... Stresten, gerilimden ayaklarınız birbirine dolaşır, o doksan dakikanın sonu gelmek bilmez. Dün de Milli Takım, Bosna Hersek karşısında bu sıkıntıyı yaşadı...
... Sonuçta psikolojik bir savaştan çıktık. Ama istediğimizi aldık. Ben inanıyorum ki Avrupa Şampiyonası'nda rahat oynayacak Türkiye büyük işlere imza atacaktır. Bizlere bu mutluluğu yaşatan Teknik Direktör Fatih Terim olmak üzere tüm futbolculara teşekkür ediyoruz.
ŞANSAL BÜYÜKA: GEÇ OLDU... GÜÇ OLDU... AMA SONUNDA OLDU... (AKŞAM)
Kuralar çekildiğinde uçuyorduk...
"Bundan iyisi can sağlığı" diye...
Gerçekten de öyle... Ama "Banko" favori gösterildiğimiz bir grupta, düşe kalka son nefeste finali yakaladık...
Gün geldi düştük, gün geldi sarsıldık...
Ama yılmadık, yıkılmadık...
Madem önemli olan sonuç, madem önemli olan hedef, o zaman kabul edelim ki, Terim ve ekibi hedefi yakaladı...
Tebriklerimizi gönderiyoruz...
AHMET ÇAKIR: SADECE 'ÇOK ŞÜKÜR' DİYELİM... (ZAMAN)
Bu maçın yorumu, teknik analizi filan yok... Soluk soluğa yaşanmış bir 90 dakika var... Tamamı olmasa bile son bölümü azaplar içinde geçen bir maç ve sonuçta istediğimizi elde edişimiz var... Bize gerekli olan buydu. Hepimize geçmiş olsun.
Terim'in Norveç maçının hemen ardından yaptığı "Seyirci değil taraftar istiyorum!" çağrısı pek yerini bulmuş gibi değil... Olsun. Rakip takımın ulusal marşının ıslıklanmayışı bile bizi mutlu etmeye yeter...
Kategori : SPOR